17
Şubat
2012
“Fetih 1453” filmine girdiğimde herkes gibi bende görselliğin sadece fragmana yoğunlaştırıldığı basit bir yapıma girdiğimi düşünmüştüm. Öyle ya “Newyork’ ta Beş Minare” fragmanında elinde bazuka, ayağında şalvarla iki polisin etrafa ateş açtığı abartılmış sahneler doldurulmuş, filmdeyse, fragmanda kullanılan sahneler hariç hemen hiç aksiyon sahnesi olmamıştı. Fetih 1453 ise fragmanına sığmayan bir yapım. Görsellik olarak “Truva”, “300 Spartalı” ve “Lord of the rings” filmlerindeki kaliteyi tutturabilmiş. Bazı sahnelerinde abartı çokça kullanılmış olsa da bunlar filmde hiç yavan durmuyor. Bu anlamda baktığımız zaman Türk sinema tarihinde ki en iyi görsel efektlere imzasını atmış yapım olduğunu söyleyebiliriz.
Filmde Ulubatlı Hasan karakteri çok iyi işlenmiş. Fakat, Hasan-Ela arasında yaşanan aşk filmin adının” Fetih 1453 ve Ulubatlının aşkı” şeklinde değiştirilebilirdi diye düşünmenize sebep oluyor. ikili arasında ki aşk, o kadar irdelenmiş ki, yer yer insanı bayıyor. hasan, çocum, bırak şu savaş işini de al şu kızı mutlu mesut yaşa demek geliyor insanın içinden.