Amcam sinirlenmiş doğrumudur bilinmez Şişlideki dükkanı için broşür bastırmış;
Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde de Türk milletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir.
Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınlarını; kalori hesaplayan, hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerobik yapan çıtkırıldım tiplere dönüştürmek ve büyük Türk ırkını Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir.
İcabı halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidin, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabı reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi?
İç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın Vita yağının kolestrol yaptığı palavradır.
Kolestrol, kebapları yedikten sonra iki şişe soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur. Sakın bu oyuna düşmeyin.
6
Ekim
2011
Buzdolabı üşütüktür. Kendi soğuğundan zahir. Sakin rutin çalışırken birden şeytan yoklamış gibi irkilir. “Tırrn tırrn tırrn” diye başlar, bir iki ‘grav gruv’dan sonra “tör tör tör” finaliyle silkinip kendine gelir. Sakin olmasını telkin edin, imkânlar dâhilinde ve özel günlerde (bayramda, elektrik kurumunun yıl dönümünde falan) hediyeler alın. Kapısına mıknatıslı meyveler, su bidoncukları (üzerinde sucunun telefonu olanlardan) süsler yapıştırın. Asla kaba davranmayın. Elleriniz dolu olsa bile sakın ola kapısını ayakla kapatmayın. İntikam için taş zemine su salar. Kış günü ‘vörckk’ diye ıslanır çorap, evin en cüsselisi bile kayar yapışır yere…
Fırın kaprislidir. Önceden yüz elli dereceye ısıtılmışken, ‘migrenim tuttu’ bahanesiyle her zaman körük gibi kabarttığı keki dümdüz pişirir. Hissiyatına göre derecesini değiştirip böreğin üstünü yakarken altını çiğ bırakabilir. İlgi arsızıdır, sık tavır alır. Bağlı bulunduğu ikili prize başka bir elektrikli alet takıldığında “ya o ya ben” der, şakkadanak sigortaları attırır. Yeni bir fırın almaya kalkarsanız da yangın çıkarır!
Şofben dengesizdir. Tahtakale borsasından bile daha kaotik davranan tek ev aletidir. Suyu ısıtırken, tek taraflı olarak hem de siz banyodayken sönme kararı alır. Dış piyasalara, pardon müdahalelere duyarlıdır. Evin başka bir köşesinde başka bir musluk kullanıldığında sitem eder; direk haşlar! Ekvator iklimiyle kutup iklimini aynı anda yaşatır amma asla bir ilkbahar sabahı uyanmış gibi ferah olamazsınız…
1
Ağustos
2011
SABIRLI OLMAYI;
Baban eve gelince görürsün sen
HAKKIMIZI ALACAĞIMIZI;
eve vardığımızda ben bilirim sana yapacağımı
DİALOG KURMAYI;
– sana bişey sorduğumda bana cevap ver !
-ne söyleyeyim anne?
– sus!! bana cevap verme!!
3
Haziran
2011
Evliliğimin ilk yılında eşimin kendi çeyizinde getirdiği düdüklü tencereyi en üst rafa kaldırmıştım. Ben kendi çeyizime almayı düşünmeyecek kadar korkuyordum ondan. Biliyordum ki o şişko tencereyi kullanmaya çalışsam kendime zarar vereceğim. Sağolsun pamuk annem beni bir gaza getirdi ki sormayın. Bir güzel tarif etti nasıl kullanacağımı. İnternetten , uzman tv den bile araştırma yaptım. Kararım kesindi, o tencereyi alt edecek kadar kendime güvenim gelmişti. Koydum suyunu fasülyesini kapadım kapağını , yaktım altını. 15 dakika sonra tencere tren gibi buharlar çıkartmaya başladığında ocaktan alıp lavobonun altına yerleştirdim. Elime uzunca bir oklava alıp bir ucuyla mutfağın dışından hala fokurdayan tencerenin buhar tıpasını yavaşça yukarı kaldırdım.TIRSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSS!!! diye sallana sallana ses çıkarmaya başladığında Hemen eğilip salona kaçarak bu korkunç mutfak aletinden korunmaya çalıştım. Ses bitip tüm buhar tencerenin dışına çıktığında her tarafı kuru fasülye suyunun kaplamış olduğunu gördüm. İkinci denememde eşim tam arkamda durarak mutfaktan kaçmamı önledi. Daha sonra şişkodan kaçmamayı öğrendim. Şimdi en zorlu yemekleri beraber yapıyoruz. O benim mutfaktaki kankam. Sizin içinde kanka olmasını sağlayabilecek önerilerim var.