21
Temmuz
2011
Home tvdeki sakallı abi sağolsun bu tarifide ondan aldım. Kendisi topları öyle maharetle hazırlıyor ki şaşmamak elde değil benim truffle ler çok şekilsiz oldu. Tipi kaçık olsa da tadı enfesti. Gelen misafirlere “hoşgeldiiiniiiiiizzzzz” deyip koca koca gülümsediğinizde ikram edebilirsiniz şeker yada çikolata yerine yada kahvenin yanına tatlı atıştırmalık olarak hüpletebilirsiniz. Yazın yapmayın diyorum ama. Kendini yediriyor, parmakları yalatıyor ama yaz sıcaklarında pek ağır geliyor be. Umarım trufflecık üzülmez bunu duyunca. Söylemeyin sakın. Aramızda kalsın tamammııı?
21
Temmuz
2011
kimsenin hiç bilmediği birşeymiş gibi ukalaca size kabak ve patlıcanı nasıl kızarttığımı süslü cümleler halinde anlatacağım. o kadar ileri gideceğim ki bu cümlelerde, size; sebzeleri yıkamayı unutmayın yada onları alacalı soyun gibi laflarda edeceğim. hatta siz sanki hiç bilmiyormuşsunuz gibi alacalı soymanın aslında sebzeleri enlemesine birer parmak arayla soymak anlamına geldiğinden de bahsedeceğim. Diyeceğim ki kızartma yağını zeytinyağından kullanın ve ayçiçek yağını hayatınıza sokmayın. Yok yea! da diyebilirsiniz pekala, ama sonrasında mideniz uf olabilir yada doksanlı yaşlarınızı göremeden veda etmek zorunda kalabilirsiniz sevdiklerinize. Siz beni bırakın ben devam da ederim aslına bakarsanız , Devam ederim ve size kızartma yaptığınız yağı bol tutun da derim. Sebzeleri soyduktan sonra dörde bölerek kızartında derim. Derim de derim anlayacağınız. Cümlemide en son sarımsaklı yoğurtla bitirir ve bana bana yerim kızarttıklarımı. yiyim dimi?
30
Mayıs
2011
Bizde adettendir lohusa annenin kırkı çıktığında , bebeğiyle ev gezmesine gider. Gidilen evdekiler bu şirin misafirleriyle annesine hediyeler verirler. Her hediyeninde kendince hoş bir anlamı vardır. Bebişin yanacıklarına un sürerler. Sürerler ki saçı , sakalı ağarana dek uzuun bir ömür geçirsin. Anneye yumurta verirler, verirler ki o yesin bebişine de süt olsun. Bazılarıda der ki yumurta gibi tok ve bereketli olsun. Kilerinden patatesi soğanı eksik olmasın diye bunlarıda veren oluyormuş. Dinde yeri olmayabilir, kesinlikle hurafe. Ama o kadar şirinki. İnsanlar umutlarını , arzularını, dualarını tahıllara yüklemişler, onları hediye ediyorlar bebekle anneye. Bende bugün bize gelen, doğum fransada gerçekleştiği için sekiz ay sonra görebildiğim minik Osmana böyle yaptım. umutlarımı sebzelere yükledim, dualarımı una, sonra sürüverdim Osmanın yanaklarına. Çayda ne mi vardı? mercimek köftesi vardı, incirli bicottiler vardı ve Zehra teyzemin yaptığı susamlı kurabiyeler vardı. Önce bu tarifi vereyim.
İster sabah kahvaltısına yanında çayla, ister habersiz misafire yanında colayla. Her şekilde midenize derin bir ohh çektirecek. Hafif mi hafif , güzelmi güzel enfes bir tat.
2 yumurta
1 bardak un
1+1/4 su bardağı süt
tuz
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Var mı daha kolay bir tarif tüm malzemeleri derin bir kaba koyuyoruz. Çırpıyoruz sonra güzelce. Yapışmaz tavamızı ocağa yerleştiriyor. Karşımımızı tavanın her tarafını eşit kaplayacak halde, incecik bir tabaka halinde döküyor, arkalı önlü eşit pişiriyoruz. Pişen kreplerimizin içine ister sadece salam, ister labne ve salam istersek başka malzemelerle rulo yapıyor, her bir ruloyu 3 eşit parçaya keserek, üst üste yerleştiriyoruz, son olarak da bu üçü bir yerde arkadaşlarımızın kürdanla dostluklarını pekiştiriyoruz. Hadi bakalım afyet olsun.