1
Kasım
2015
Yaz boyu instagram tatil fotoğraflarını beğenmekten telefonuma kum kaçtı diye yazalı çok zaman geçmeden biz de başkalarının telefonuna kum kaçırtan bir tatile çıktık. Bebekle gidilebilecek, bizim tatile değil de tatilin bize uyacağı huzur dolu yemyeşil bir yer hayal ediyorduk. Beş yıldızlı oteller evimizde asla bulayacağımız konforu sunuyordu elbet ama kafamızdaki tatil fikrine de ters düşüyorlardı. Gideceğimiz yer Duru’nun doyasıya koşacağı, toprakla, çamurla haşır neşir olacağı, gerek yemekleri gerekse ortamıyla güven verebilmeliydi . Geçen sene teyzem Bodrum Mazı köyü nde 1 aylık bir tatil yapmış yemeklerini, doğasını, sessizliğini, bakirliğini anlata anlata bitirememişti. Teyzemin sözleri ve internette ki yorumların da katkısıyla Mazı köyünde küçük bir mola vermeye karar verdik.
6
Ekim
2015
Türkiye’nin önde gelen perakende zinciri Kipa’nın CEO’su Bill O’Neill, göreve gelmesinin ardından ilk davetini İzmirli annelere verdi. Kipa’nın sadık müşterileri arasında yer alan gazeteci, blog yazarı ve iş kadınlarından oluşan davetlilerini Swiss Otel de düzenlenen özel bir kahvaltı toplantısında ağırladı. Konuklarının görüşlerini dinleyen ve Kipa’nın gelecekte sunacağı hizmetleri anlatan O’Neill sorulara da cevap verdi.
Sizler adına söz alıp F&F mağazasının web sitesinde bulunan ayakkabıların Türkiye de raflarda yerini alması için herhangi bir proje olup olmadığını sordum ancak Maalesef ayakkabıları Türkiye de göremeyecekmişiz. Üzüldüm kızlar 🙁
Başka bir soru da mandıra ürünlerinin üretildikleri yeri tercih sebepleri ile ilgiliydi ki bu kısımda O’Neill Ezine peynirinin Ezine’de, Tulum peyniri’nin İzmir de yerel üreticilerle orjinalina sadık kalınarak, hiçbir katkı maddesine yer vermeden üretildiğini söyledi. Bu biz özenli anneler için tam aradığımız cevaptı.
O’neill, “Geçtiğimiz aylarda ailelerin temeli olan annelerin hayatını kolaylaştırmak için AVM’lerimizi ve hipermarketlerimizi ‘aile’ konsepti çerçevesinde şekillendirdik. Bu kapsamda çok sayıda hipermarketimizde yenilenen Bebek Dünyası, Deterjan Dünyası ve Ev Dekor alanlarını hizmete sunduk. Mağaza içi etkinliklere de hız vererek ve çocuklara özel oyun ve eğlence alanlarını genişleterek, müşterilerimize sunduğumuz keyifli alışveriş deneyimini bir adım ileri taşıdık,” dedi. Geçmiş aylarda Kipa’nın konsept yenilemesi ile ilgili olarak firmayı ziyaret etmiş ve yetkililerden bilgi almıştık. Konu ile ilgili yazım için buraya tıklayabilirsiniz.
Kipa CEO’su sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi ise ürün gamı genişleyen Kipa Mandıra Lezzeti serisi ile geleneksel peynir çeşitlerinden, çift sarılı yumurtaya Türkiye’nin özlediği tüm lezzetleri, uluslararası standartlardaki üretim kalitesiyle müşterilere sunuyoruz. Anneler Mandıra Lezzeti ürünlerimiz ve mağazalarımızda satışa sunulan diğer yerel lezzetler ile çocuklarının kahvaltı sofralarını leziz ve güvenilir besinlerle donatıyor. Aynı şekilde çocuklarımız da beslenme saatlerinde bu ürünleri tüketmenin mutluluğunu yaşıyor.”
Kahvaltıya geç kaldığı için yüzünden utanç ve pişmanlık eksik olmayan yanık tencere yazarı Hiko ise bir kenarda kıyır kıyır kipa peynirlerinden yemeği tercih. etti. Tipime bakar mısınız? Üzgünüm evet. Peynirler ise O’Neilll in bahsettiği gibi enfes.
Yerel markalara Türkiye geneli satış yapabilmeleri için destek veren ve sosyal projeleri ile de adından söz ettiren Kipa’ya teşekkür ediyorum.
16
Haziran
2015
Kipa mağazalarında, 5-14 Haziran tarihleri arasında 3. Yöresel Lezzetler Festivali düzenleniyor. Festival süresince Anadolu’nun pek çok farklı yöresinden gelen lezzetler müşterilerin beğenisine sunuluyor. Mantıdan , turşuya, sucuktan, künefeye çeşit çeşit yöresel lezzet kipa standlarında yerini almış durumda. Doğal ürünlerin tadımını yapabilmek , festivali tanıtabilmek ve blogger arkadaşlarımla bir araya gelebilmek için balyanak ile birlikte hafta sonu biz de yöresel lezzetler festivalindeydik.
Etkinliğimiz tadım stantlarıyla başladı. İçlerinde nar suyu, peynir, künefe ve sucuk tadımlarını oldukça başarılı buldum.Ama özellikle mantıya bayıldım. İstanbul’da üretilen Tokana kayseri mantısını daha önceden tatma fırsatı bulmuştum. Yemek bloggeri olarak hazır gıdalara kesin bir çarpı işareti koymuş olmam beklense de reel dünyada çalışan bir anne olarak maalesef bu mümkün olmuyor. Bazen paketli hazır gıdalar kurtarıcımız olabiliyor. Paket gıda dediysek de lezzetsiz mi olacak? hayır! Tokana mantı gerçek kıymalı ve iç harcıyla hinkali andırıyor. Hinkal nedir dediğinizi duyar gibiyim. Biz ahıskalıların yöresel mantısı. Buharda pişer ve bir tanesi bir kaşık kadar büyüktür. Tokana, kayseri mantısı kadar küçük değil ama hinkal kadar da büyük değil. Tadı benden geçer not aldı. Hazır ve paketli mantı alacaksam en lezzetlisini alırım öyle değil mi?
Festivale katılan markalar şöyle;
Kebir kolot peyniri ve Cumhuriyet sucukları eve sürekli aldığım ürünlerden. Narturel narsuyu ve tokana mantısı da alınabilirler listeme giriş yapmış oldu.
Tadım etkinliğinden sonra Özsüt de hazırlanan enfes bir kahvaltı bizi bekliyordu. Güler yüzlü kipa yöneticileri ve çok sevdiğim blogger arkadaşlarımla enfes bir kahvaltı yaptık. Balyanak halinden oldukça memnun görünüyordu. Miyam efendi de her zaman olduğu gibi bizi yalnız bırakmamıştı.
Etkinlik bitiminde çok sevdiğim arkadaşım zeliş ile forumda turlamayı da ihmal etmedik.
Bu güzel günde emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.
12
Haziran
2014
ahaha yine çok uzun zaman olmuş bir şeyler yazmayalı. Bebek, ev, iş arası mekik dokumak beni oldukça yoruyor. hoop diye toparlayarak neler olup bittiğini anlatayım.
Biliyorsunuz “İmza Ben ” isimli güzel bir kitapta diğer hemcinslerim gibi benimde mektubum yayınlanmıştı. Kitabın imza günü Mövenpick otelde gerçekleşmiş ve ben bu güne dair ufak notlar paylaşmıştım. Zaman hızlı hızlı akıverdiği için asıl önemli olan güne dair hiç bir şey yazmamıştım. Ağzım kulaklarıma yapışmış halde gezdiğim o günün hatırası zihnimden silinmeden yazayım istedim.
Şu koca dünyada Mavisel Yener, Şafak pavey, Canan Tan , İpek ongun gibi usta kalemlerle aynı kitaba yazmak kaç kişiye nasip olur? Bana oldu. Bence çok da güzel oldu. Öyle güzel oldu ki belkide bu sayede torunlarıma anlatacağım minik bir hikayem var artık. Söz uçar yazı kalır derler. Benim de yazılarım kalacak. Önce kocama sonra kızıma yazdığım mektuplar sayesinde. Çok değil, belki küçücük ama benim için kocaman bir mutluluk bu. Zaten sonra ki fotoğraflarda iki çizgiden ibaret görünen gözlerimden ve 26 buçuk dişimin tamamını gösterişimden anlayabilirsiniz bunu. Evet hepi topu 26 buçuk dişim var. Bir tanesini daha bit kadarken uyuz doktor amca çekti ve giden geri gelmedi, diğerinin yarısını hamileyken kanal tedavisini yarım bırakınca kaybettim ve henüz yirmilik dişlerim çıkmadı. Yemek tarifi sitesinde dişlerimin hikayesini anlatmakta pek gülünç olsa gerek. Üstelik kitap fuarı macerasının tam ortasında. Şimdi konumuza dönelim
7
Mayıs
2014
Uhuuuvv! ne uzun zaman olmuş bir şeyler çiziktirmeyeli.
Geçen haftalarda Mövenpick otelde İmza Ben İzmir Lansmanı yapıldı.
Bu güzel anı benimle paylaşması için annemden benimle gelmesini istedim, havalara uçtu. Yıllar önce Resim yarışması için ödül töreni yapıldığında gelmesini istememiştim. Sebebi aptalca ergenlik kaprisleriydi üstelik. Çok aptalmışım çoook. Belki o günlerin telafisi olur diye düşünmüş ve bunda hiç yanılmamışım. Ben yazarlardan imza alırken ve kitabı imzalarken çevrede kocaman gülümsemesiyle dolaşıyordu. Bal yanak ta en az anneannesi kadar keyifliydi. Göz kısmalar, dıgıl dıgıllar ve el sallamalarla geçti gecemiz.
Lansmanda ki tek bebek Duru değildi üstelik. kocaman yürekli çayımtaze Hafize Şentürk Sualp ve Minicik bebeği de buradaydı. Daha kimle yoktu ki Banu Özkan Tozluyurt, Esra Aylin Akalın, Tülay Yazgan, Serpil Berat Kubak, Ayçe Dikmen, Yelda Cumalıoğlu…veeee Canan TANN! (tek N ile yazıldığına eminim)
Yukarıdaki fotoğrafta suratımın halinden Canan Tan’dan imza alırken ne kadar mutlu olduğumu görebilirsiniz. Sadece mutluluk değil benimki. Justin biberci kızların hayranlığını besliyorum Canan Tan’a karşı. ama onu ürkütmeden bunu söylemenin bir yolunu bulmalıyım. Evet tüm gece boyunca bunu düşündüm. Ve ertesi gün kitap imza gününde de başardım. Ama ne başarmak. Rezil oldum be 🙂
Gecenin yıldızı tabii ki Bebeklerdi. En çok onların fotoğrafı çekildi, en çok beğeniyi onlar topladı ve en çok onlar sevildi. Bal yanak oldukça neşeli bir gece geçirdi. Üstelik hiç ağlamadı kuzum. Ertesi gün yani Tüyap Kitap Fuarında gerçekleşen “İmza Ben” imza gününde yanımdaydı ve yine çok usluydu beboşum. oyy işteyim şimdi, nasıl tüttü burnumda.
Birazdan öğle arası olacak ve ben 20 dakikalığına olsa da kızıma kavuşacağım.Tüyap kitap fuarında gerçekleşen imza gününe ait ufak notlar ve fotoğraflarla daha sonra karşınızda olacağım.
Kendinize çok iyi bakın. Tatlı günler diliyorum size.