30
Mayıs
2011
Bizde adettendir lohusa annenin kırkı çıktığında , bebeğiyle ev gezmesine gider. Gidilen evdekiler bu şirin misafirleriyle annesine hediyeler verirler. Her hediyeninde kendince hoş bir anlamı vardır. Bebişin yanacıklarına un sürerler. Sürerler ki saçı , sakalı ağarana dek uzuun bir ömür geçirsin. Anneye yumurta verirler, verirler ki o yesin bebişine de süt olsun. Bazılarıda der ki yumurta gibi tok ve bereketli olsun. Kilerinden patatesi soğanı eksik olmasın diye bunlarıda veren oluyormuş. Dinde yeri olmayabilir, kesinlikle hurafe. Ama o kadar şirinki. İnsanlar umutlarını , arzularını, dualarını tahıllara yüklemişler, onları hediye ediyorlar bebekle anneye. Bende bugün bize gelen, doğum fransada gerçekleştiği için sekiz ay sonra görebildiğim minik Osmana böyle yaptım. umutlarımı sebzelere yükledim, dualarımı una, sonra sürüverdim Osmanın yanaklarına. Çayda ne mi vardı? mercimek köftesi vardı, incirli bicottiler vardı ve Zehra teyzemin yaptığı susamlı kurabiyeler vardı. Önce bu tarifi vereyim.
1 su bardağı kırmızı mercimek
2 su bardağı ince bulgur
1 litre su
2 orta boy soğan
1yemek kaşığı biber salçası
1 yemek kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı karabiber
kırmızı pul biber ( acıyı sevenler için)
1 çay bardağı sıcak su
1 demet maydanoz
7-8 adet taze soğan
1,5 tatlı kaşığı tuz
marul
Mercimekleri 1 litre suyla hafif sulu kalacak şekilde pişiriyoruz. Ocaktan aldığımız tencerenin içine bulgurumuzuda ekleyip önce aliminyum folyoyla sonrada tencerenin kapağıyla kapatıyoruz ki hava almasın ve bulgurlarımızda şişsin. Ufak bir tavada soğanlarımızı yemeklik doğruyor pembeleşinceye kadar pişiriyoruz. Üzerine baharatları ve toplamda 2 kaşık salçamızı katıyoruz. Salçalar piştiğinde üzerine bir bardak su ekliyor. Artık iyice şişmiş bulunan mercimekli bulgurumuzun üzerine döküp. Her tarafı eşit olsun diye güzelce karıştırıyoruz. En son soğanlarla maydonazları ince ince kıyıp karıştırıyor ve elimizle köfte şekline getiriyoruz. Köftelerimiz hazır sunum yaparken marulu ve limonu unutmuyoruz. Bu arada nar ekşisininde oldukça yakıştığını söylememde fayda var.
yorumlar:
yorum yapmak ister misin?
Zehranur YILMAZ-KAHYALĞULLARI
Tem 06, 2015Bu Osman bizim Osman oluyor arkadaşlar 🙂 Hikmet, sitenin bu kadar şirin ve eğlenceli yazılar, hikâyeli tarifler içerdiğini yeni keşfediyorum. Sağolsun Düşmanlar’daki bugünlü yazışmalar 🙂 Ben de Osman’ın deyişiyle bir “karnea balık” (karnıyarık) yapmışım, Hikmet, tam yanık tencerelik oldu. Fırının üstünü kapatmamışım, iyice yanmış. Yazık oldu emeklerime yani.:(
hiko
Tem 06, 2015zehranur abla siteyi elden geçirmem lazım. yazıları düzenlemem … çok hata var. okuyunca nasıl yazmışım bunları? diyorum