15
Mart
2013
Küçük hanım için keçeden bebek şekeri yapmaya başlıyorum. Aslında hazır satılanları da var ama . Benim yaptıklarımın daha anlamlı olacağını düşündüğüm için biraz uğraşmaya karar verdim. Daha önce elime hiç birşey alıp dikmişliğim yok. Misal çorap yırtıldığında direk çöpe şutlarım. Atletin kol altı giderse ondan çok güzel cam bezi olur kanımca. Yani bu keçe işine nasıl bulaştım bilmiyorum. Öyle tatlı resimler vardı ki internette bende yapabilirim yahu dedim ve Şeker suratı kemeraltına yolladım. Orada metresi 4 buçuk liradan rengarenk keçeler ve keçe iğnesi alıverdi bana. İçini doldurmak için elyaf ve hayvancıkların gözleri için boncuk aldırmayı unutmuşum. Onlar içinde hafta içi bir akşam Karşıyaka çarşıya inmeyi düşünüyorum. Ah bu arada nasıl bişey yapmayı düşünüyorsun soruları olabilir. Böyle rengarenk sevimli hayvanlar yapıp içlerini elyafla dolduracağım. Sonrasında sırtlarına lavanta torbaları yükleyip buzdolabına asılabilmeleri için magnet ekleyeceğim.
Az önce keçeden çok şeker bir zürafa yapmayı denedim. Göz için boncuğum olmadığından küpemin tekini o heyecanla söktüm. Oldukça sevimli oldu doğrusu. İçinidoldurmadan ve kenarlarını dikmeden paylaşmıyacağım. Az merak edin 🙂 Bi atlet dikmekten aciz ben keçe bebek şekerini yapacağım huhaha çok komik. Devamını Oku »
10
Mart
2013
Neşeli bir pazar günüden herkese merhaba. Bugün size şeker suratlımın çok sevdiği bir başka tarifi paylaşacağım. Yazın taze bezelyelerinden yapabileceğiniz bu kolay tarifi kışın dondurucularımızda bekleyen bezelyelerden de yapabilirsiniz. Şahsen ben pamuk annemin bana kış için vermiş olduğu dondurulmuş olanlarını kullandım.
Hamile olunca aldığınız besinlere daha bir dikkat etmeniz gerekiyor. Google amcamın ve çevremdeki herkesin dediğine göre bulgur folik asit ihtiyacını giderebilecek derecede önemli bir bakliyatmış. Hatta o kadar ki hamileliğin ilk aylarında Amerikalı doktorlar folik asit kullanımı yerine hergün bulgur yenmesini tavsiye ediyorlarmış.
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Bayram, bulgurun pişirildikten sonra kurutulmuş tek ürün olduğunu ve aflatoksin bulundurmadığını söylemiş, ardından da eklemiş. Devamını Oku »
8
Mart
2013
Bu yazıyı okumaya başlamış olduğunuza göre, içinizi yüzme havuzuna çeviren minik mucize gittikçe büyümeye başlamış olmalı. Her daim giydiğiniz daracık kotlarınız, balık etekleriniz, incecik kollarınızdan geçirdiğiniz üstleriniz artık dolabınızın bir köşesinde usulca bekliyor değil mi? Şimdi siz kara kara düşünmeye de başlamışsınızdır. Acaba ne giysem? Bu yazıyı sırf bu sorununuza bir nebze olsun çare bulmak için hazırladım. Konunun uzmanı değilim evet ama sizinle yaklaşık aynı göbeciği paylaşıyorum.
Hamileliğimin ilk 20 haftasında dolabımda ki pantolon ve üstlerim bana pek sorun çıkarmadılar. Belim kalınlaşmadığı için onları giyerken zorlanmadım. Fakat 21. haftamda pantolonlarımın beli, büyüyen minik hanımı zorlamaya başlayınca bende hamile giyim reyonlarını turlamaya başladım. Tabi her teknolojik hatun gibi öncelikle internetten araştırdım. Sürekli evrim geçiren vücut yapımıza uygun hamile kıyafetlerini bulabileceğimiz ve hemen herkesin dilinde dolanan bir numaralı marka LCW mağazaları. Online alışveriş yapabileceğimiz web sitesinde tıpkı mağazalarında da olduğu gibi rengarenk ve çeşit çeşit hamile kıyafeti bulabilmek mümkün. Kendime mağazasından iki adet renkli pantolon aldım. Kullanımları oldukça rahat. Üst kısım için üretilen modelleriniyse pek sevemedim. Üst için sezon modasını kullandım. Bu sene bol ve rahat kesimli kazaklar moda olduğu için favori markam Koton’dan rengarenk kazaklar aldım. Havaların biraz ılınmaya başladığı şu zamanlar içinde Addax isimli online satış mağazasından bol kesimli üstler edindim. Her aldığım kıyafet rengarenk olunca da markasını bilmediğim bir Yerel mağazadan siyah bir hamile taytı edindim. Şimdilik bunlar beni idare ediyor. Yaz içinse daha çok bol kesimli elbiseler almayı düşünüyorum. Hamile elbisesi olmasa da bu şekilde işimi göreceklerdir. Devamını Oku »
28
Şubat
2013
Malumunuz pırasa bizim eve hiç uğramaz. Uğrasa bile öyle en gizlisinden çanta içinde gelir. Geldiğinde de çorbası yapılır hiç olmadı enfes bir börek yapılıp otlu diye şeker surata yutturulur. Bu sefer dedim ki pırasaya : kardeş yıllarca seni hor gördük, kıyıda köşede saklayıp gizlisinden pişirdik, şimdi gel bizi affette seninle şöyle lezzetli bir başlangıç yapalım. Kırmadı beni sağolsun, mantarla ve etle birlikte öyle lezzetli pişti ki 2.tabağı isteyen şeker surat bile şaşırdı bu duruma. Söylemedi demeyin, pırasa yemeğinden 2.tabak isteyen bir şeker surat varsa burada, sizin orada da pırasa yemeğini sevebilecek bir miniboy var demektir. Artık yalan söylemeye, çanta içinde gizliden eve pırasa sokmaya son. Hadi bakalım şenlensin mutfaklar. Devamını Oku »
24
Şubat
2013
Küçük bir kız çocuğuyken büyümekten ölesiye korkardım. Çünkü büyümek sorumluluk almak ve oyuncaklarıma veda etmek demekti. Büyüdüğümde aşık olmaktan korktum, çünkü aşık olmak kalbinin kırılmasına sebep olacaktı. Aşık oldum ve bunun korktuğum gibi olmadığını anladım. Sonra evlenmekten korktum. Evlenmek benim için sahip olduğum tüm özgürlüklerin bitmesi, ekstra sorumluluk ve ekstra çaba demekti. Evlendim ama bunun da korktuğum gibi olmadığını gördüm. Sonra uzun bir süre hamile kalmaktan korktum. Çünkü bu hayatıma reset atmak, ebeveyn olmak küçük bir çocuğun sorumluluğunu üzerime almak demekti. O kadar korktum ki ben, şeker suratta korkuverdi belki sırf bu yüzden. Hep bir şeyleri bahane ettik birbirimize. Önce, ilk iki yıldan sonra bebeğe evet diyebiliriz dedik. İki yıl çabucak geçiverdi.sonra bir iki yıl daha beklemenin daha akıllıca olacağını düşündük ve gene erteledik. O iki yılda akıverdi ömrümüzden. Sonra, son defa tatile çıkalım dedik.