19
Şubat
2013
Zeytinyağlı baklanın, bizim evde anılan adıyla tüylü fasülyenin tam mevsimi. Manavlarda, pazarlarda sıkça görebileceğiniz sarımsaklı yoğurtla şahesere dönen, ama buna rağmen şeker surat tarafından pek sevilmeyen bir yemek bakla. Geçenlerde her türlü direnişe karşı çıkıp yapıverdim en yoğurtlusundan taptaze enfes bir bakla. Uff ben bunu yemem. Şöyle bi menemen yiyeyim gibi her türlü laf cambazlığını çevirerek, masanın ortasına güppedenek koyuverdim çırpılmış sarımsaklı yoğurt kasesini. Tabaklardaki baklanın üzerine dökerek, sonrada bana bana yiyerek köşe yaptım kendime. Şeker suratsa çaresiz dalıverdi önündeki tüylü fasülyeye. Yedi garibim naapsın? Devamını Oku »
15
Şubat
2013
Arka kapaktan:
Farklı sosyokültürel yapılardan, yaşları 8 ile 75 arasında değişen, babalarının hiç büyümeyen kızları, babalarına tüm söylemek istediklerini birer mektupla anlattılar. Ve sonunda tüm kız babalarına nasıl olmaları ya da olmamaları gerektiğini anlatan bir kılavuz oluşturdular. Bu 100’ü aşkın mektubun arasında yakından tanıdığınız bazı babaları bir de kızlarının gözünden okuyacaksınız…
Yukarıdaki yazı imza kızın adlı kitabın arka kapağından. Ben bu projenin “imza karın” isimli ikinci ayağına katılabilme şansı buldum. Maillerime geç cevap yazmanın cezası olarak, son katılım günü 14 şubat olan proje için mektup yazarken zaman sınırlamasıyla oldukça zorlandım. Çok afilli olmasa da şeker surat için bir mektup gönderdim. Sizede haber verip mektup yollamanızı sağlamak isterdim ama dediğim gibi geç haberim oldu. Umarım bu güzel proje için bir nebze olsun faydam dokunabilmiştir. Çünkü kitabın satışından elde edilecek gelir “sınır tanımayan ebeveynler topluluğu derneği” gibi gün yüzü görmemiş kadınlara ve onların çocuklarına maddi manevi destek sağlayan bir yere gidecek. Kendinize iyi bakın. Cumartesi çalışmayanlar için iyi tatillerrrr.
13
Şubat
2013
Bu hafta sonu için şeker suratlıya süpriz yapıp işten erken çıkacak tek gecelik pılımızı pırtımızı bir çantaya tıkıştırıp Alaçatıya gidecektik. Planı ben kendi başıma yaptığım için her zamanki hıyarlığım üzerimde iken ona işinin yada planının olup olmadığını sormamıştım. Ben işten erken çıkıp hazır olacağım ya sanki oda hazır oluverecek. Öyle olmuyormuş meğersem. Onca araştırmalarım şeker bir otel arayışım çöpe gidiverdi tek seferde. Ben gidemesem de size seçtiğim ve gitmeyi düşündüğüm şirin Rum evini yazmayı istedim. Rezervasyonumu Booking sitesinden yapmıştım ve üzerinde “rezervasyon iptal edilemez” yazıyordu. Her şeyimi tamam ettiğimi düşündüğüm için yazıya pek aldırış etmedim. Taa ki cumartesiye iki gün kala şeker suratlıya işinin olup olmadığını sorana dek. Cevap beni şaşırttı diyemem, ahh ne iyi Alaçatıda enfes bir kahvaltı yapmak harika olur demesi garip olurdu asıl. Şimdi madem oraya gidemiyoruz, rezervasyonu iptal ettirelim düşüncesine kapılıverdim hemen, alttaki ” rezarvasyon iptal edilemez” ibaresine rağmen. Devamını Oku »
12
Şubat
2013
Siteye yeni yazı girmekte oldukça tembelleştiğimi biliyorum. Ama yakında bunun sebebini açıklayıp siteye yepyeni yazılar ve yepyeni konularla tekrar sıkı bir dönüş yapacağım. Umarım beni anlar eskisi gibi sessiz sedasız izlemeye devam eder ve düşük çeneme sonuna kadar katlanabilirsiniz. Sürekli yemek yazısı yazmaktan sıkıldığım için son zamanlarda siteye renk getirmesi için sevdiğim ve izlediğim filmleri ekliyordum. Şimdi belki bir kaç dizi önerisinde bulunarak bu spoiler işini genişletip tarzımın dışına çıkacağım. Yemek yazısı yaz yaz bitmiyor çünkü. Böyle olunca da biraz monotonlaşıyor. Yada bilmiyorum ben beceremiyorumdur belki. Yok yok kesin ben beceremiyorum. Yoksa hiç kimse bu kadar takipçim olduğu halde hepsinin sessizliğini açıklayamaz. Yoksa girip girip çıkarak bana şaka yapmaya mı çalışıyorsunuz?
Şakacılara özel, şaka gibi kolay bir tarif vereyim o zaman. Her zamanki gibi tembel işi ve her zamanki gibi oldukça lezzetli. Fotoğraftan anlaşıldığı gibi içinde yok yok. bana demeyin şimdi fasulye kış sebzesi değil, çık çık olmuyor böyle. Elimde değil a dostlar manavda vardı dayanamadım alıverdim işte. Devamını Oku »
10
Şubat
2013
Markette gezinirken 900 gramlık dev tavuk döner paketini elime aldım. Hıh dedim, tam tembel işi yemek. Şimdi buna domatesli bir sos yapar mis gibi tereyağlı pilavla servis ederim. Salata malata da hazırladım mı oh misss. eve dönünce hemen işe koyuldum.
Pamuk annemin daha önceden hazırlayıp kavanozlara doldurduğu domates sosunu kullanarak enfes bir sos hazırladım. Tavuk döneri çok az kavurup fazla karıştırmadan sulu domates sosuyla pişirdim. Akşam için kolay bir kaçış yolu oldu. Şöyle ki: Devamını Oku »