31
Mayıs
2012
İstanbul’a gitmişken üzerine çok methiyeler duyduğum Terkos pasajına uğramasam olmazdı. Arnavutköy iskelesinden Taksim otobüslerine binerek İstiklal caddesinde başka hiçbir mağazaya uğramadan uzunca bir yürüyüşe başladım. Galatasaray lisesini geçince Sağ tarafta büyükçe bir Paşabahçe mağazası var. Onun yanındaki sokaktan içeri daldım. Burası üç katlı bir han aslında. Terkos çıkmazı da deniliyor. İçinde ki dükkanlarda pahalı markaların seri sonu yada defolu ürünlerini bulabiliyorsunuz. Ben Soldan ikinci dükkanın içindeki ürünler oldukça renkli olduğu için alışverişime ilk buradan başladım. İzmir’de her kızın üzerinde bulunan 40 liralık gömleklerin daha kalitelisine burada 30 lira fiyat verdiler. Rengarenk sezon pantolonları 25 liraya satılıyor ve tişörtlerde taş çatlasın 10 lirayı geçmiyor. Çok çeşit olduğu için onumu alayım bunu mu alayım diye karasız da kalınca, elime geçen önü kısa, arkası uzun yakası sarı minik zımbalarla süslü omzunda kahverengi deri şerit bulunan gömleğe 15 lira fiyat istediklerinde hemen ödeyip, diğer dükkanlara da göz atmak için çıktım. Gömlek pull&bear yeni sezona ait, omuzunda küçük bir defo var. Orjinali sitesinde 69.95 liraya satılıyor.Göz atmak isterseniz tık tık.
Üzerinde Looney Tunes kahramanlarının resimleri basılı olan Tişörtler tezgahlarda 5 liraya satılıyordu. Biraz daha zayıflamam gerekli olduğunu tekrar hatırlatmak zorunda kalan bu tişörlerden alabilmeyi çok isterdim oysa ki. Hepsi 34-36 beden arası çırpılar için yapılmış. Ağzımın suyu aka aka yanlarından geçtim. Alt katın son dükkanında Şeker suratlım için çeşit çeşit Tişörtler vardı XL beden dar yada bol gelebileceğini bildiğim için almadım. Son zamanlar da oldukça tombişledik çünkü. Üst katın izbe dükkanlarından birinde tam aradığım gibi koyu renkli çok uzun olmayan gömleklerden buldum. Yakasında 44 euroluk fiyat etiketi vardı ama defosu yoktu, Devamını Oku »
28
Mayıs
2012
Hayat; seni şimdi başka bir yönünle tanıyorum.Allah’ın kusursuz sanatını, hiçbir yaşanmışın alemde rastgele sonuçlanmadığını; biz unutsak da dünya aleminde hiçbir sebebin unutulmadığını öğreniyorum.Ve Rabbim sana bir kez daha hayran oluyorum.Benim için neyi uygun gördünse onu en başından ve heyecanla kabul ediyorum.Kaldıramayacağımız şeyleri bize vermeyeceğini biliyorum. Ve yardımını diliyorum… Çünkü varlığımın ve acziyetimin derinliği karşısında sana verdiğim ve vermek istediğim sözlerimi tutamamaktan korkuyorum.
Hikmetinden sual olunmaz Rabb….
Böyle yazmış teyzemin büyük kızı duvarına. Şükür etmiş her şeye rağmen. Erken teşhis hayat kurtarıyor. Türkan ablam anestezi uzmanı, göğsünün üzerindeki 1 cm çapındaki minik bezeyi ailemizde hiç kanser vakası olmadığı için önemsememiş. Ufak bir kisttir demiş. Son bir ayda iyice büyüyünce bir arkadaşına göstermiş. Hemen o gün dört saat süren bir ameliyata almışlar. Göğsünde ki büyük bir kanser kütlesiymiş. O zaman kabullenip tevekkül etmiş. Yukarıda ki yazıyı da hemen sonrasında yazmış. Duyunca apar topar İstanbul’a gittik. Gözlerimiz dolu dolu, dilimizde dualar kapısına vardığımızda küçük kardeşi Dilek ablam telefon edip patoloji sonuçlarının temiz çıktığını haber verdi. Apartmanın girişinde sevinçten zulu dansı yaptık. Ablamın kisti başlangıç evresinde olduğu için buna İn situ kanser deniliyormuş. Böyle olup alınan kütle vücudun başka taraflarına yayılmadığı için kemoterapiye gerek kalmıyormuş. Devamını Oku »
22
Mayıs
2012
Oldukça dolu bir pazar geçirince her bi taraflarım ağrır oldu. seksenlik nineler gibi oflaya poflaya yapmaya çalışıyorum işlerimi. Pazar sabahı erkenden kalkıp çok sevdiğimiz dostlarımıza kahvaltıya gittik. Sofrada kuş sütü bile vardı muhtemelen. O kalabalıkta görememiş olmam normal. Saat ikiye kadar Yasemin ondan da yiyin, şunu da ham yapın, ah bakın bunu seversiniz diye yaptım deyip buzdolabının içindeki herşeyi midemize yükledi. Eve döndüğümüzde hemen yanımda götürebilmek için bu enfes cupcakeleri yaptım. Sonrada çiğköfte partisi için hazırlanıp Serkanlara gittik. Tüm ekip oradaydı. Terasa halı serip yere oturduk. Çiğköfteleri ve şalgam sularını, lavaşları piknikçiler gibi yere sıraladık. Kahkahalar eşliğinde acılı çiğköfteleri ve şalgamları burunlarımız aka aka midemize indirdik. Sonrada çay demleyip yine kızlar erkekler olarak iki gruba bölündük. Efsane oyun tabu için hazırdık. Ekibimize bir isim koymadık ama karşı taraf bize sülünler dedi. Sanki çok inceymişiz gibi 😳 Onlarsa şişmanlar oldu. Şişmanlar bizden çok bağrındılar ama çamur yapamadıkları için oyunu biz kazandık. 😎
Cupcakelere gelince yumuşacık oldular. Pişirme ve kalıptan çıkarma konusunda kolaylık olsun diye silikon kalıp kullanmıştım ama sonraki sefere kağıt kalıpla yapacağım. İçlerindeki kestane şekeri yiyenler için sürpriz gibi oldu. Üstündeki garip şekillerse kestane püresi ve sütten oluşuyor. Kreması bu haliyle oldukça yalın. Ama enfes oldukları konusunda şişmanlar ve sülünler olarak hepimiz hemfikiriz. 😀 Devamını Oku »
20
Mayıs
2012
Dün işten eve dönüp hızlıca bir kabak yemeği yapıverdim. Bugün Özlemden öğrendiğime göre kalorisi en az olan sebzelerden biriymiş. Yemekten sonra çabucak hazırlanıp eski işyerinden sağlam dostlarımızla birlikte voleybol oynamaya gittik. Akşam saat dokuz buçukta başlayan maç on buçuğa dek sürdü. Geleceğim diyen arkadaşlar gelmeyince takımları dörder kişiden kurduk. E öyle olunca da k.mıza kadar ter içinde kaldık. Buradaki “k”nın anlam ve önemini bildiğinizi düşünüyorum. Tüm servisleri kullanmaktan mosmor olmuş kollarla eve döndüğümde, yılmayarak, resimde görmüş olduğunuz enfes turtayı hazırladım. Hazırladım ama yatar yatmaz sabah olmayaydı iyiydi. Devamını Oku »
18
Mayıs
2012
Şimdiye kadar yediğim en lezzetli pastalardan birini yaptım anneler günü için. Tarifini bakerella’dan aldım. Tabi biraz değiştirdim. İçinde çok daha fazla çikolata var. Tereyağı miktarı gözünüzü korkutmasın. İlk çatalda bağımlısı olacağınıza eminim çünkü. Yayınlama tarihini artık hor görmeyeceğinizi umuyorum. Çünkü neredeyse her yazımda bunun sebebini açıkça söyledim. Gayet tembelim yapılabilecek birşey yok. Tembel olmasına tembelim ama çenemde pek düşük. Misal gayet sessiz bir ortama beni sokarsanız orada kendimi hemen belli ederim. Birilerinin kahkahası camları sallıyorsa o benimdir. Patavatsızlık deseniz üzerime tanımam. Ama pastalarım enfestir. İnanmıyorsanız tarifim aşağıda buyrun birde siz deneyin: Devamını Oku »