17
Kasım
2011
Soğuk kış beni de tokatladı sağ olsun. Önce zaten cırtlak çıktığı halde hiç susmayan sesime kısık bir ayar çekti. Sonrada beni ateş içerisinde bıraktı. Sesim boru gibi. Yanıyorum yahu. Alevler içerisindeyim. Yanıyorum ama yılmıyorum. Kolay ve lezzetli bir yemek bulmalıyım yapacak derken. İmdadıma İtalyan aşkı kitabındaki bir tarifi uygulamak geldi. Tarifin içinde 200 ml şarap yada 100 ml sirke kullanılıyor. Bizim damak zevkimize yabancı olacağı için ben bunun yerine 1 yemek kaşığı balsamik kullandım. Tarifte makarna tamamiyle hazırlandıktan sonra fırında üstü kızarana dek pişiriliyor. Bunuda yapmadım. Tabikide tariftteki spagetti yerinede erişte kullanarak bir kez daha çıkıntılık yaptım. Onca çıkıntılığa rağmen yaptığım italyan yemeği ve italyan tarifi olarak kabul edilirmi bilemiyorum. Ama oldukça lezzetli olduğu konusunda şeker suratlımla aynı fikirdeyiz. Bu arada yukarıdaki seçenekleri uyguladığınızda makarnanın adı spagetti tetrazzini oluyor. Misafire ikram edecekseniz spagetti tetrazzini deyin bence daha havalı olur. Karizmanız artar.
Devamını Oku »
16
Kasım
2011
” Zeytin ağacının vazgeçtiği yerde akdeniz biter!”
George Duhamel
Ege ve akdenizde birçok köyde kahvaltıda üzerine kekik ve kırmızıbiber serpilmiş zeytinyağı ve zeytin baş köşededir.Yemekler zeytinyağlıdır. Temizlikte köylüler kendi yaptıkları zeytinyağı sabununu kullanır. Gerektiğinde de geceleri aydınlatma amaçlı kullanılır. Şimdi biz mutfak tarafına geçelim;
Altın sıvının ege ve akdenizde vazgeçilmez üstünlüğü hemen hemen her yemekte kullanılmasına bağlıdır.Özellikle ege kıyılarında bulunan otlar ve benimde zaman zaman sitemde size yayınlayarak verdiğim gibi sarımsaklı, limonlu zeytinyağıyla servis edilirler. Bu otların içinde Ebegümeci, turpotu, kenger, ısırgan, labada, kuşotu, deniz börülcesi, arapsaçı gibi otlar vardır. Zeytinyağının bolca kullanıldığı bölgelerde sağlıklı ve uzun ömürlü insanların sayısı çok fazladır. Bunun sırrı zeytinyağına, sebzelere, otlara ve balığa dayalı bir beslenme olarak açıklanabilir.
Türkiyede zeytinyağı Samsun-İskenderun hattının batısında bulunan bölgede de yoğun olarak kullanılır. Bu durumun tek istisnası Gaziantep yöresidir. Ama Ege bölgesinde bizler güne zeytinyağıyla merhaba deriz. Soframızın baştacıdır o. Miğdelerimiz kabul etmez bizim mısırözü yada diğer başka yağları. Kızartmalarımızda bile zeytinyağı kullanırız.
Dünyada zeytinyağlı yemekler başlangıç yemekleri olarak tüketilirken Türk mutfağında ana yemekler arasında kabul edilir.
Zeytinyağını saklama koşulları: Güneş ışığından uzak, oda sıcaklığında ve nem almayacak şekilde ağzı kapalı olarak saklanmalıdır.
“Eğer olmasaydı zeytinyağını icat etmek zorunda kalırdık.”
Publio Viola
15
Kasım
2011
Güzel bir çiğ köfte yiyebilmenin yolu eğlenceli dostlardan geçer bana göre. Kalabalıksa ortam, o çiğ köfte daha bir lezzetlenir. Yapan saatlerce uğraşmasına rağmen oda memnundur bu durumdan nasıl olsa. Bayramın üçüncü günü bizim süper ekip biraraya geldi maksat çiğ köfte yemek. Çiğköfteyi Balıkesirlilerde yapıyormuş bunuda görmüş olduk böylece. Serkan kendi malzemelerini kendi getirdi evden. Kıyması bulguru falan özelmiş sanırsam. Biz kakara kikiri gülüşürken başladı bulguru yoğurmaya. Herkesin tarzı farklı olurmuş serkan böyle başladı sonra baktı zorlanacak abisi erkanda daldı hemen yoğurmaya. Bizse durmadık çene çaldık boyna. Bende utanmadan sürekli sordum durdum ne zaman olur, ne kadar kaldı, yanına ne içelim. Oğlanlar dedi acılı şalgam olsun, biz kızlar cola yada ayranda karar kıldık. Birbuçuk saatlik çift taraflı yoğurmanın sonucunda bizi müthiş bir yer sofrası bekliyordu. Marullar, lavaşlar havada uçuştu, Burunlarımız aka aka içtiğimiz şalgam suları bizi bitirdi. Ama yılmadık. O ne lezzetti öyle? Şimdi açık konuşalım kızlar biz bu incecik bileklerle birbuçuk saat bu çiğ köfteyi yoğuramayız. O yüzden sağlam dostlar ediniverin bi yerlerden benden söylemesi. Serkanın tarifini uygulanışını değiştirmeden yazıyorum buraya:
Devamını Oku »
13
Kasım
2011
Aslında ıspanağı yerken hiç bir zaman annem temel reisi öne sürmedi. Damarlarımdaki giritli kanından olsa gerek tabağıma konan her ot yemeğini anında sildim süpürdüm. Bu ıspanakta bana göre arapsaçından sonra en mükemmel ot. Böreği enfes olur, kıymalısı bayıltır, kavurması şaşırtır, çiğ olur salatalara konur. Hayal gücünüz genişse kimbilir daha neler olur. Temel reis duysa biz burda pastasını bile yapıyoruz, o yeşil konserve kutusundan yemek zorunda kalmazdı ıspanağını her seferinde. Hey sen kabasakal iki dakka bekle bakalım ,der. Gider ince belli geniş kalçalı ajda bardakta dumanı tüten çayın yanında bir dilim ıspanaklı kek yer. Pazularını gümletir çığlık çığlığa safinazı kabasakalın elinden tek yumrukta kurtarıverirdi. Ama yazık ki safinaz ıspanaklı kek yapmayı bilmiyor. E onu bilmiyor zeytinyağlı ıspanakta mı yapamıyor beceriksiz? O yapmazsa biz yaparız yanında yoğurtla indiririz mideye. Kekinide sonraki sefere yapar kıskançtan çatlatırız safinazı. Çırpı seniii…
Devamını Oku »
8
Kasım
2011
Kurban bayramları şeker suratlımla evlenip pamuk anneme gelin olduğumdan beri kavurmasız geçmiyor. Bayramın ilk günü koca kazanda kaynayan kavurmanın üstünden tırtıklamak gibisi yok yani. Sebzeli, domatesli mantarlı, kaşarlı ve daha nice çeşidini yaptığımız kavurmanın bu seferde yumurtalısını yapalım dedik ve karşımıza böylesi enfes bir görüntü çıktı. Tadının bağımlılık yapmasından korkuyorum, çünkü dolapta hala yeniden ısıtılmayı bekleyen koca bir tabak kavurma var. Her gün bundan yapıp yersek damar tıkanıklığıyla tanışmış olacağız bu genç yaşımızda. Düşünmesi bile 500 kaloriye denk geldiğine göre, yerken hayli dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatmamda fayda var.
Şimdi kavurmadan bu kadar koyun, şu kadar yumurta kırın demeyeceğim. siz kafanıza göre takılın. Fotoğraf tüm ihtişamıyla ortada zaten.Kullanmanız gereken dört malzeme var, kavurma, yumurta, tuz ve karabiber. Yağ falan eklemeye kalkmayın sakın, kendinizi aya doğru uçuşa geçmişken bulabilirsiniz. Ekmeklerde hazırsa başlıyorum anlatmaya.
Devamını Oku »