6
Ekim
2011
Buzdolabı üşütüktür. Kendi soğuğundan zahir. Sakin rutin çalışırken birden şeytan yoklamış gibi irkilir. “Tırrn tırrn tırrn” diye başlar, bir iki ‘grav gruv’dan sonra “tör tör tör” finaliyle silkinip kendine gelir. Sakin olmasını telkin edin, imkânlar dâhilinde ve özel günlerde (bayramda, elektrik kurumunun yıl dönümünde falan) hediyeler alın. Kapısına mıknatıslı meyveler, su bidoncukları (üzerinde sucunun telefonu olanlardan) süsler yapıştırın. Asla kaba davranmayın. Elleriniz dolu olsa bile sakın ola kapısını ayakla kapatmayın. İntikam için taş zemine su salar. Kış günü ‘vörckk’ diye ıslanır çorap, evin en cüsselisi bile kayar yapışır yere…
Fırın kaprislidir. Önceden yüz elli dereceye ısıtılmışken, ‘migrenim tuttu’ bahanesiyle her zaman körük gibi kabarttığı keki dümdüz pişirir. Hissiyatına göre derecesini değiştirip böreğin üstünü yakarken altını çiğ bırakabilir. İlgi arsızıdır, sık tavır alır. Bağlı bulunduğu ikili prize başka bir elektrikli alet takıldığında “ya o ya ben” der, şakkadanak sigortaları attırır. Yeni bir fırın almaya kalkarsanız da yangın çıkarır!
Şofben dengesizdir. Tahtakale borsasından bile daha kaotik davranan tek ev aletidir. Suyu ısıtırken, tek taraflı olarak hem de siz banyodayken sönme kararı alır. Dış piyasalara, pardon müdahalelere duyarlıdır. Evin başka bir köşesinde başka bir musluk kullanıldığında sitem eder; direk haşlar! Ekvator iklimiyle kutup iklimini aynı anda yaşatır amma asla bir ilkbahar sabahı uyanmış gibi ferah olamazsınız…
Devamını Oku »
5
Ekim
2011
Tipinden ne olduğunu belli ediyordur umarım. D90 makinaya rağmen yeteneksizlik ve otomatik çekim biraraya gelince böyle oldu. İlk olarak makinayı aldığımda süper ötesi fotoğraflar çekeceğimi sanmıştım ama yanılmışım. Marifet makinada değil yetenekte , objektifte değil gözdeymiş meğer. Olsun ne yapalım idare edeceğiz. Keşke öğrenebilmek için özel bir çaba gösterebilsem. Ama yapamıyorum maalesef. Burada bir köşe yayınlasamda adına D90 ile, nasıl fotoğraf çekmeyi öğrendim yada d90 öğreniyorum yada d90 la öğrenmeyi deniyorum gibisinden. Ozaman belki azmeder öğrenirim bu işi. Yapayım yada yazayım ama işin ucunda rezil olmak var. Şeker suratlımda bi tripod alalım hallolur gerisi daha süper çekersin diyor. Sonuç şimdiden belli net fakat, otomatik çekimdeki ruhsuz fotoğraflar. Uff çok rezil bir durum yaa.
Fotoğraf çekmekten bir gıdım olsun anlamasamda yemek yapmayı biliyorum. Yada bildiğimi sanıyor olabilirim. Şimdiye kadar kimse Böeğğğğ demedi. Ha tencerelerin dibini tutturuyorum arada bir, o ayrı tabii. İşten yorgun geldiğim ve sürekli yapmam gereken birkaç şeyin hepsini aynı anda yapmak zorunda kaldığım için ocak yada fırındaki zavallı yemeği unutmam normal değil mi şimdi? EVET değil be değil. Ne yapayım unutkanım ve gamsızım.Amaaan boşverin be ben size bu domatesleri anlatayım;
Devamını Oku »
5
Ekim
2011
İş yerinden arkadaşım Emre demiştiki 30 ytl ye alınabilecek en faydalı şey bu imiş. Hangi şey diyeceksinizdir. yada nasıl birşey? Bu şey , öyle bir şey ki hem ucuz , hem pratik hem de enfes soonuçlar almanızı sağlayacak bişey. Hani bir aralar balkonda mangal yapamıyorum ne olacak şimdi hallerine düşmüştüm ya , ona çözüm olabilecek bir şey bu şey. Benim kokona kocam pek beğenmedi tipini, o markalı almak istiyormuş kenwood yada korkmaz gibi. Ama ucuzcu ben, hemen müdahale ettim duruma. AYYY dedim bu şeyle diğer markalı şeyler arasında ne fark var yahu. Sergiye çıkarmayacağız ki. O şeyle yapılmış yukarıda fotoğrafını gördüğünüz köfteleri yiyene kadar durumdan hiç memnun olmadığı belliydi. Mis gibi köfteleri komşularımızı dumanımıza, isimize boğmadan hemencecik pişirip önüne koyduğumda, daha ilk çatalla mest oldu haspam. Şimdilik o pahalı şeylerden alma isteğini kesti. Siz şimdi o Şey nasıl bir şeydir diye merak ediyorsunuzdur. şöyle birşey;
Devamını Oku »
5
Ekim
2011
Ben daha minicik bir kız çocuğuyken boyum yaklaşık bir buçuk metreye yakınken yani, komşumuz nurgül teyze annemle ona gittiğimizde hastası kaldığımız kekin tarifini yazmıştı, minicik bir kağıt parçasına. O tarif o kadar hoşuma gitmişti ki bir ara sürekli o kekten yapıyor, yiyip yiyip kilo almamanın keyfini çıkarıyordum. Şimdi olsa ohoooo en azından bir kilo ekler bu bünyeye. Anlayacağınız bu tarifi küçüklükten beri biliyorum. Aslında çok kolay hamuru için bilmeniz gereken bir tek tüyo var.Çok sert oldu diye süt -yoğurt vb. eklemeye kalkmayın çünkü yumuşak olursa kek hamuru içi çiğ kalır pişmez. Evimizin prensesi patatesi midemizde ağırlayabilmek için harika bir yöntem. Arzu ederseniz yağlı kek kalıbına dökerek öyle fırına verebilirsiniz.
Devamını Oku »
4
Ekim
2011
Frikadeller; bu köfte kopenhag mutfağının en önemli yemeklerinden birisiymiş. Çin, Meksika, İtalya yemeklerini denedikten sonra Danimarkayı es geçmek olmazdı.Bunada bir el atayım bakalım Hadi bismillah diyerek başladım kıymayı yoğurmaya. Bakmayın siz onun öyle afilli sosyetik ismine bildiğiniz köftenin sütle yoğrulmuşu işte. İçine tadlandırmak için biber ve dereotuda koydunuz mu oluyor bizim köfte elin frikadelleri. Tadına gelince bizden yahu, oda tıpkı bizim gibi…
Bu arada, sosunu başka köfteler için deneyebilirsiniz. tadı enfes…(tarifi lezzetname dergisinin çocukça lezzetler nisan 2009 sayısından aldım.)
Devamını Oku »