4
Eylül
2011
Anne tarafım oldukça neşeli ve birbirine bir o kadar da bağlı şirin insanlardan oluşur. Bayramlar bizim için denize girip güneşlenme zamanı değildir. Biz bayramın hakkını verir büyüklerimizi ,akrabalarımızı ziyarete gideriz. Bunu yaparken de İzmirli olduğumuz için malumunuz annemlerde yedi kardeş. Bu kardeşlerden en büyük olarak kim İzmir’deyse o bayram için ilk gün onun evine gidilir ve orada akşam yemeği yenir. Çok önemli bir iş çıkmadıktan sonra bu şirin yedi kardeşin torunu torbası hep bu evde toplanır. Curcunalı, bağırışlı çağırışlı, çay getir- götürlü birinci gün bittiğinde bu sefer ailenin ikinci büyüğünün evine gidilir ikinci bayram günü için . Herkes birbirleriyle hasret giderir her ne kadar ayda birkaç kez birbirimizin evinde bayramlaşma misali gidip gelsekte bu böyle sürer. Sonra o ikinci evde planlar yapılır 3. gün kime gidelim diye. Durum müsaitliğine göre bayram tatili bitmiş olsada memursuz ailemiz için akşam gezmeleri bitmez. Bu vesileyle yapılan bu bayramki mini toplantıdan sonra kadar büyük olmasam da bu cumartesi için bana gelmeyi kararlaştırdılar. Pazarda annemin evine gidecekler. Annemin önceliğini kaptım denilebilir.
Devamını Oku »
1
Eylül
2011
Bugün bayramın son günü . tembel bir tenekeden ibaret olduğum içim yediğim içtiğim herşeyi tarifini kendime sakladım, taaki yengemin evindeki müthiş turşuya kadar. Bu turşuyu yarın birgün yapamazsam çatlarım, e budurumda tarifini almak gerek; yengem vermeseydi çatlardım, yazıyı okuyan sizlerde çatlayıverirdiniz sonra mazallah. İçinizde hamile mamile varmı bilmem ama, canınız çekiyorsa yapıverin hemencecik. Böyle tuzlu tuzlu sulu sulu acılı macılı…. üff ağzımın suyu damladı bilgisayarın klavyesine, garantisi kaçmasa bari .
Devamını Oku »
izmirli pimpirikli ablalar ellerini tuttukları minik yavrucuklarıyla pastaneye gittikleri zaman, yavrucağın elini uzatıp önünde zıp zıp zıpladığı “aneeeeeeee bundan alalaalııım” diye bağrındıkları enfes çikolatalı tatlının adıdır doyuran. ablalar miniklere “ıyyy pis o şey, pastanenin artıklarıyla yapılır ” dediklerinde minicik gözle yere düşer. “off ya! hep böyle diyosun ama çok lezzetlilerrr” ama annenin cevabı hiç uzakta değildir yapıştırıverir hemen. ” bana bak geliyor şimdi şepeşille!”
14
Ağustos
2011
Hayatımda hiç güllaç yememiştim. Yani gazete sayfalarının arasında sıkışıp kalmış özsütün frambuazlı güllaç reklamını görene kadar. Öyle tatlı öyle sütlü bakıyordu ki bu güzelliğe kanmamak mümkün değildi. Uzun süre aklımda tuttum görüntüsünü. Arasındaki frambuazlı sosun nasıl yapıldığıyla ilgili çeşitli olasılıklar düşündüm. En sonunda bu tatlıyı yaptığımda da birazcık hataya düştüğümü farkettim. Çünkü güllaç öyle pasta gibi kalın olmamalıymış. İncecik ve bulut gibi olması gerekiyormuş.
Wikide okuduğuma göre; Osmanlı’da halk mısır nişastasından yufka açıp stoklar, havayla temas halinde olduğu için kuruyan bu yufkaları süt ve şekerle ıslatıp yerlermiş. Zamanla içine gülsuyunun da eklenmesiyle ortaya “güllü aş” ismi verilen tatlı oluşmuş ve (tıpkı “sütlü aş”ın “sütlaç”a dönüşmesi gibi) ismi “güllaç” olmuş. Şekerle kaynatılan sütün ılındıktan sonra beyaz yapraklar üzerine teker teker dökülmesi ve orta katına ceviz, badem, fındık gibi yemişler yerleştirilmesiyle bildiğimiz güllaç tatlısı ortaya çıkıyormuş. Gülsuyu değilse de nar ilave edilmesi bir Osmanlı geleneği olarak devam ediyormuş. Uzman abilerimizde içerdiği protein, B ve E vitaminleri nedeniyle güllacın bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini, bu vitaminlerin sakinleştirici ve stresi azaltıcı etkileri olduğunu, oruçtan ötürü düşen kan şekerinin normal seviyesine gelmesine yardımcı olduğunu ifade ediyorlarmışş. E ne diyelim o zaman . hiko usulü frambuazlı güllaç yapalım;
14
Ağustos
2011
Ablalarım bize iftara geldiler. Her yemek sonunda demlenen çaylar içilirken küçüklerin çay istememeleri ve benimde kolaya pek sıcak bakmayışım yüzünden onlara hepsinden çok daha güzel birşey hazırlamaya karar verdim. Güllaç sosunu yaptığım dondurulmuş frambuazlardan bir miktar artmıştı , e dolapta da dondurma vardı, Allaha şükür sütümüzde yok değil. E daha ne olsun. Tüm malzemeleri blendıra eklemekte o kadar zor değil. Şimdi biraz bekleyin bakalım milkshake geliyorrr…