1
Ağustos
2011
SABIRLI OLMAYI;
Baban eve gelince görürsün sen
HAKKIMIZI ALACAĞIMIZI;
eve vardığımızda ben bilirim sana yapacağımı
DİALOG KURMAYI;
– sana bişey sorduğumda bana cevap ver !
-ne söyleyeyim anne?
– sus!! bana cevap verme!!
Devamını Oku »
1
Ağustos
2011
hiko daha minicik haylaz mı haylaz zıpırın tekiyken pek bir arkadaşı yoktu. o zamanlar 7 yaşında ilkokul 2.sınıfa giden minimini bir bebeydi.sınıfın en önünde yanındaki sıra arkadaşıyla bile konuşmadan kendi halinde etrafta şarkı söyleyen zıp zıp koşuşturan garip bir kızcağızdı.bir gün sınıfın içine 2 teyze ellerindeki torbada bulunan giysilerle girip.dersi böldüler.sınıf öğretmeni ayağa kalkıp bu tombiş teyzelerin elindeki paketi alıp.bakalım nasıl olmuş diye içerisindekileri masaya serdi.ucunda renkli kocaman bir tüy bulunan kızılderili saç bandı,saçaklı bir mini etek ve yine saçaklı yeleği pek beğenmişti hiko. şansa bakınki bir önceki gün çok sevdiği zehra teyzesine attaya gitmiş ona saçını balık sırtı ördürmüştü.şükrü öğretmen hemen hikocuğu yanına çağırdı omzundan tutarak .”ovvv şu giysilere bak! “.teyzeleri giydirin bakalım hikoyu, saçını kim ördü senin.? diye ardı ardına sorular sorunca pek bir utanmıştı .başını eğip teyzem dedi.şükrü öğretmen gülümseyerek.çok güzel olmuş.bakalım bu giysiler sana yakışacakmı?.hiko o sevinçle masadakileri tek seferde kucaklayarak dışarı çıktı.teyzeler giyinmesine yardım ettiler.sınıftan içeri girdiğinde sınıftaki kızların o yamuk, uyuz ağızları şaşkınlıktan bir kat açılıverdi.içeri minik bir kızılderili girmişti sanki.böyle başı yukarda,eliyle hafif kaldırarak eteğinin ucundan tutmuş pek bir şirin olmuştu doğrusu kızımız.diğer kızlar imrenerek baktılar hikoya. hatta imren daha bir imrendi o kadar imrendiki bari evleneyimde 8 yıl sonra bende kızılderili annesi olayım diye düşündü ve gerçekten evlendi.şükrü öğretmende bu duruma çok şaşırmıştı o esnada sınıftaki güzel bir kızın güzel annesini düşledi bari bu seneyide atlatalımda kaçayım bu kızın anlesiyle .kızıda ortada babasıyla bırakırım diye düşündü.ve yaptıda.teyzeler kimbilir ne düşündü.hikoysa bu giysilerle sınıftan kaçıp kızıldericilik oynamayı düşlüyordu o sıra.
Devamını Oku »
28
Temmuz
2011
Bloklar arasında gezinirken araklamacı kişiliğimi ortaya çıkaran, alman pastası isiminde bir zatı muhteremle karşılaştım. Pek alımlı pek tatlı duruyordu. hemen hüpletmek geldi içimden. Ama varolmayan bi şeyi hüpletmesi pek zor a dostlar. böyle resmine alık alık bakıp iç geçirdim. püfff! vaktimde yok ki şimdi yapayım. Ama göbeciğim ve aklımında ihtiyacı var bu toparlak şeye. Ne yapsam ne yapsamm? Yahu bu Alman pastası değil ki çünkü alman pastası muzlu olur ve üzerine pudra şekeri serpilir. o topacık şeyi ellerinizin arasına aldığınızda koca bir ısırık için ağzınızı sonuna kadar açarsınız veeee içindeki kremalar sağından solundan döküleverir. işte bunun olmaması için bu pastayı ellerinizle yiyecekseniz toplumdan uzak bir yerde hüpletmenizde fayda var. yok eğer miniş ellerinizle çatal bıçak kullanacaksanız ortada bir problem yok.Pastaları nasıl yaptığıma gelince 1 gıdım emek harcamadım desem yalan olmaz. hazır poşetteki tatlıyı pişirmek yada çırpmak emek sayılmaz değil mi?
28
Temmuz
2011
Şu an oruç başıma vurmuş ve kanatçı mehmetin kapımızı çalacağı anı dört gözle beklemekteyim. Aslında dört yıl kadar önce olsaydı bu tamamen doğru olabilirdi fakat şimdi kısmen doğru. Çünkü üç numara miyop gözlerimin bana çektirdiği işkenceye canımın içiyle tanıştığım ilk gün sonlandırma kararı aldım. O gün fuar standında görevli olan eşim en japon haliyle hafiften bir tebessüm atmış kalbimin içine bir ok saplamıştı. bunu kendisi çok sonraları farkedecekti ama ben ona bir ufacık iz bırakmak istedim. siz tatarmısınız? la başlayan cümlemi o gün güzel ve hoş kızı bozmamak birazda ilgi çekmek için evet tabii ailemizde var tatarlık diyerek yanıtlamıştı. yanıtlamıştı ama tatar falan yoktu soylarında. bu çekik göz konuşması uzaya uzaya bozuk gözlere gelecek ve aynı gün içinde beni lazerle ameliyat olmaya ikna edene dek devam edecekti. Eğer o gün o beni ikna etmemiş olsaydı kantçı mehmetin yolunu 4 gözle bekleyecektim. Gözlük ve lens kullanması o kadar zorki. yok lensin suyunu değiştir, amanında gözümdeki bu bulutlar ne? hah akşamdan lensle uyumuşum, yok kulak arkam acıdı gözlükte pek ağırmış dertlerinden lazer ameliyat sayesinde tek seferde kurtuldum tek seferde sizde cam çerçeve ve lens üçlüsüne bay bay diyebilirsiniz. Neyse kanayçı mehmet gelene dek ben size bu salatanın tarifini yazayım;
28
Temmuz
2011
Bu galette denilen tartın bir dilimini eşim ham yaparken ben birde bakmışım ki geri kalan kısmını mideme göndermişim bile. yani o kadar enfes bir tadı var. Öyle kuru kuru yiyecek kadar gözümü döndürmüş olduğundan da bahsetmem gerek. meyveler ekşi-tatlı severlerin damaklarında harika bir iz bırakıyor. kokusuysa enfes.Tarifi cafefernando‘ dan uyarladım;