Dondurucumun baş köşesinde mısır her daim yerini korur. Buzdolabını açıp baktığımda göz göze geldik yeniden. -Beni çorba yap aplaaa- dedi. “Tamam dedim ablacım yapayım”- Lezzetli olayım ama, beni içenin damağında iz bırakayım, öyle ki benden sonra başka birşey yemek istemesin- “A aaa olurmu hiç ablacım, diğer arkadaşlarında beğenilmek ister, senide söz, çok güzel pişireceğim.” Hemen dolabın kapağını kapattım. Amaniin mısırla mı konuştum ben?
9
Haziran
2011
Aslında aklımda güzel bir çipura tarifi vermek vardı ama. Olmadı işte olamadı. Anahtarını yanına almayı unutmuş ben, akşam pişireceğim balıklar elimde olduğu halde sokakta kaldım! Sevgili eşiminde denetlemesi olduğu için eve geç gelmesi tuttu. E herzamanki gibi alık ben. Yanıma cüzdanımıda almamışım. Bu balıkla nereye gidilirki? zaten hava da sıcak. Hadi bakalım çipuralar alışverişe çıkıyoruz. – Ama aplaaaa hava çok sıcak, vallahide kokmaya başlarsak görürsün gününü- sözlerine ve mağazalarda elimdeki poşete garip garip bakan insanlara aldırmadan, çarşıda güzelmi güzel bir tur attım. Alışverişte yaptım üstelik. Fakat yolculuğun sonunda balıkçıklardan ses çıkmadığını farkettim. Evet yemek olamayacak ve midemde yüzemeyecek kadar kokuyorlardı. Veda ettim usulca onlara, o sırata pençelerini çıkarıp çöpe zıplayan kediciğe aldırmadan…
Eve döndüğümde elimde bir paket noodle ve ıvır zıvır poşetleri duruyordu. Balıklara olan üzüntümü yüreğime gömüp, wok tavamı üst raftan çıkardım. Noodle poşetinin üzerinde yazan tarifi havuç bulamadığım için yerine kırmızı biber kullanarak yaptım, zaten haşlanmış havucuda sevmiyorum. Havuç yerine kırmızı biber kullanmak çok alakasız evet ama yemek çok lezzetli oldu. Hatta pek ön yargılı şirin kocam; ” Türk yemeği bitti de elin çinlisinin yemeğinimi yapıyorsun” derken “uf ya pek güzel olmuş, bayıldım bu çin şeysine” demeye başladı.
8
Haziran
2011
Eşim kızartmaya bayılır. Bayılır bayılmasına ama fazla kalori ve yağ bize elbet geri döner. İşte bu yüzden çok yapmıyorum. Ohoo ben inceciğim bu suyuna ekmek banılasıca tarifi söylede midemiz şenlensin diyorsanız. Annemden size güzel bir tavsiye var. Kızartma yaptınız o canım patatesler ve diğer sebzeler arttı. Patatesi bilirsiniz ertesi güne kaldımı yenmez. Bu yemek tamda derdinize derman olacak nitelikte. Kızartılmış sebzeleri tenceremize koyuyor ve üzerine domates rendeliyoruz, kısık ateşte domatesler eriyene kadar pişiriyoruz. İşte bu kadar basit.
7
Haziran
2011
Mutfağın sonunda duran patates soğan selemin üst rafındaki, masum ve kararmaya durmuş muzlara acıyarak baktım. Lütfen bizi ye derlerken içlerinden bal damlıyor olmalıydı. Üzüldüm. Oyy oyy oyyy kıyamam ben size , yerim yemesine ama tipiniz biraz bozuk. Sizden güzel bir tatlı yapsam daha hoş olmaz mı? E , olur tabi. Yap yapmasına ama çabuk ol çürüyeceğiz yoksa dediler. Hemmen 4 tanesini onlar sevinç içinde çığlıklar atarken kaptım. Borcamın içine kabuklarını çıkararak yerleştirdim. Elveda muzlar birazdan pişecek ve tamda ağzıma layık tatlılar olacaksınız. Merak etmeyin midemde rahatça yüzün diye çayda demleyeceğim.
3
Haziran
2011
Evliliğimin ilk yılında eşimin kendi çeyizinde getirdiği düdüklü tencereyi en üst rafa kaldırmıştım. Ben kendi çeyizime almayı düşünmeyecek kadar korkuyordum ondan. Biliyordum ki o şişko tencereyi kullanmaya çalışsam kendime zarar vereceğim. Sağolsun pamuk annem beni bir gaza getirdi ki sormayın. Bir güzel tarif etti nasıl kullanacağımı. İnternetten , uzman tv den bile araştırma yaptım. Kararım kesindi, o tencereyi alt edecek kadar kendime güvenim gelmişti. Koydum suyunu fasülyesini kapadım kapağını , yaktım altını. 15 dakika sonra tencere tren gibi buharlar çıkartmaya başladığında ocaktan alıp lavobonun altına yerleştirdim. Elime uzunca bir oklava alıp bir ucuyla mutfağın dışından hala fokurdayan tencerenin buhar tıpasını yavaşça yukarı kaldırdım.TIRSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSS!!! diye sallana sallana ses çıkarmaya başladığında Hemen eğilip salona kaçarak bu korkunç mutfak aletinden korunmaya çalıştım. Ses bitip tüm buhar tencerenin dışına çıktığında her tarafı kuru fasülye suyunun kaplamış olduğunu gördüm. İkinci denememde eşim tam arkamda durarak mutfaktan kaçmamı önledi. Daha sonra şişkodan kaçmamayı öğrendim. Şimdi en zorlu yemekleri beraber yapıyoruz. O benim mutfaktaki kankam. Sizin içinde kanka olmasını sağlayabilecek önerilerim var.